DİĞER
"Kitapta çeşitli vesilelerle işaret edilen ‘Kemalizm’in tarihsel bağlamından koparılması’ sorunu gerçekten de post-Kemalistlerin ciddi bir sorunu idi. Ancak bence ‘o dönemde tüm dünyada otoriter rejimlerin hâkim olduğu’nu hatırlatırken, ‘kaçınılmazlık’ tınısından uzak durmak çok daha doğru olabilirdi."
"Deneysel metinleri okumak bana hem edebi olarak keyif veriyor hem de düşünme biçimimi zenginleştiriyor. Hele de bugün, yazının anlamı bu kadar değişmişken, yani matbu olmanın ötesinde, dijital mecrada da yazı kendine ciddi bir alan bulmuşken neden denenmesin ki? Ama burada başka bir problem var. Deneysellik içerisinde hikâyenin kendisini kaybetmek..."
Yola çıkmanın, göç etmenin gücü dünyanın yükünü nasıl kaldırdığımızla ilişkili olarak kıpırdıyor. Sınırlar diyoruz ama öyküler kıvrılır. Düz bir çizgide gitmez. Eğilir, bükülür ve her defasında yeniden inşa edilme potansiyeli taşır
Yeni düşünme biçimleri bizlere uzak bir ihtimal olarak beliriyor. Karanlığı arşınlamakta yetersiz kalıyoruz. Mevcut durumu aşabilecek ve dünyayı daha etkin kılacak biçimlere ihtiyacımız var
Başlığı Attilâ İlhan ve Roland Barthes üzerinden koydum; çünkü Mustafa Irgat’ın aslında kim olduğu, şiirinin nereden uçlandığı, kimin çocuğu olduğuna da değineceğim
Eğer Proust ikiliklerin sonucu olan ve üçüncü bir öz fikir olarak sentezi yakalamasaydı, Kayıp Zamanın İzinde gibi bir eseri yaratabilir miydi?
Hüzünbazlar yoksunlukla debelenirken, melankolikler boşluğun olası güzelliğini açıklığa çevirmeye yeltenip sürekli yenilirler. Seyir halindeki lütuflara aldanıp solgunlaşmaları an meselesidir...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık